2013’ten bu yana, çocukların hayatında biraz olsun fark yaratabilmek, onların ruhlarına, yaratıcılıklarına dokunabilmek, gözlerine bir parça daha pırıltı katabilmek için Sinemasal ile çok yol gittim. Bu kez yol Akdeniz’deki festivalimizin ikinci durağında Karaman’ın Güneyyurt Kasabası, Hurşit Akpınar İlkokulu’na çıktı. Okulun bahçesine sağı solu ağaçlarla kaplanmış hafif bir rampa yoldan indik.
Hazırlıklara başlamadan önce çocukların sınıflardaki heyecan dolu bekleyişlerini hissedebiliyordum. Ekip arkadaşlarımızla beraber malzemelerimizi indirdik. Alan kurulumuna hızlıca başladık ve bitirdik. Çocuklar bahçeye çıkıp sıra oldular, turuncu kıyafetleri ile adeta portakal bahçesi gibiydiler! 🙂 Anons yaptık, başladılar bize doğru koşmaya! 🙂
Akşama kadar sürecek olan, yüz boyama, resim ve kukla atölyelerinin olduğu bölüme geldiler. Sanki her biri ilk defa oyun parkı görmüş gibiydi… Yüzlerini boyatmaya ve resim yapmaya başladılar. Ben de onların aralarında keyifle gezinirken arkası dönük, yüzünü boyatan bir kız gördüm. Yüzünü boyayan Ebru Ablasına seslenip bana poz vermeleri için bakmalarını rica ettim. Kafasını bana doğru çevirip öyle bir bakışı vardı ki.. Gözlerinin içi adeta bir şeyler anlatıyordu! Beni aldıııı, başka yerlere götürdü.
Mutluluğunu görmek için gülümseyen gözlerine bir an bile bakmak yeterliydi. Onunla tanışıp, konuşmak istedim… Yüz boyaması bittikten sonra minik kelebekle tanışmak için yanına gittim. Adının Ayşe Yaren, ve yaşının 7 olduğunu öğrendim. Keyifli bir sohbetin ardından, hatıra fotoğrafı çektirdik. Daha sonra, kalan işlerimi halletmek için gitmem gerektiğini ve onun istediği şekilde eğlenebileceğini söyledim ve istemeyerek yanından ayrıldım. İşlerimi hallettikten 1-2 saat sonra alanda futbol oynayan çocuklara katılmaya çalışırken arkamdan biri sarıldı! Bi baktım, o umut mavisi gözleriyle Yaren!
Sonra şöyle bir konuşma geçti;
– N’apıyorsun? 🙂
– İyiyim 🙂
– Sen resim yaptın mı bakayım?
– Hayııır
– Hadi beraber gidip yapalım!
– Tamam 🙂
Kağıdımızı ve resim kalemlerimizi alıp başladık resim yapmaya.. Ben çizdim, o renklendirdi.. O çizdi, ben renklendirdim… Yaklaşık yarım saat birlikte resim yaptık ve sergilemek üzere resmimizi astık. Sonra arkadaşları ile oynamak için yanımdan ayrıldı…
Okulun en sol köşesindeki çardakta oturup çalışıyordum. İçimde bir huzur… Çocukluğumun geçtiği tanıdık sokaklardaymışcasına bir his… Çocukların tatlı sesleri eşliğinde işlerimi hallederken, birden yanımda bir kız belirdi! Baktım, elinde bir şey var.
“Merhaba!” dedim.
“Merhaba Abi, bunu Yaren senin için aldı” diyerek bana bir paket bisküvi uzattı.
İçimden “Nasıl yani?!” dedim.
“Yaren benim için gitmiş ve bir şey mi almış?” 🙂
Bir baktım, Yaren arkadaşının arkasında durmuş bana bakıp gülüyor…
Ama bu bakışı kelimelerle tarif edemem…
“Teşekkür ederim, çok tatlısınız” dedim. Kıkırdayıp gittiler.
Giderken bir de baktım ki aynı bisküviden Yaren’in elinde de var. En sevdiği bisküvisinden bana da almıştı…
Onlar gittikten sonra dedim ki,
Hayatımda bir iz bıraktın…
Yorgunluğumu aldın…
Hastalığımı unutturdun…(Tatsız bir grip atlatıyordum)
Yaptığım işi bir kez daha kutsal hale getirdin..
Beni ‘güçlü adam’ yaptın…
Ne zaman bir kelebek görsem o umut mavisi gözlerinle aklıma sen geleceksin…
Çok güzel bir kalbin var… Umarım uzun yıllar sonra sen de bir masal ile çıkıp gelirsin…
Bu abi seni çok sevdi… Bu yazı da sana bir armağan.
Umarım denk gelir ve okursun…
Kendine çok iyi bak kelebek! 🙂
“Yaren” için 2 yanıt
Turgay bey muhteşem mutluluk huzur dolu hikayeler.
Gürsün ablacım mesajınız ile çok mutlu oldum, teşekkür ederim. 😊 ☘️